Cuma, Aralık 12

Zeytin Ezmesi

Annem organik yemek isine epeyce kafayi takti. Artik herseyi evde yapmaya calisiyor. Yaz sonu yaptigi kavanozlarca domates ve biberi de soylemeden gecemeyecegim. Benim isim tabiki yaramazlik ve haylazlik... Arta kalan zamanlarimda ise uyumak...

Malzemeler:

500 gr zeytin
3-4 yemek kasigi zeytinyag
1 tatli kasigi taze biberiye
1 cay kasigi sumak
1 cay kasigi kekik
1/2 cay kasigi taze cekilmis karabiber











Zetin ezmesine bayilirim, hele yaninda tazecik simit de varsa. Herseyin icinde katki maddesi oldugundan, organik zeytin ezmesi aliyorduk uzun zamandir. Fakat baktim ki evde zeytinler birikti, kendi zeytin ezmemi yapmaya karar verdim. Pek de basarili oldu dogrusu.. Siz dilediginiz farkli baharatlari da ekleyebilirsiniz. Bu tarifimde tuz yok, cunku zeytinlerim yeterince tuzluydu.

Evde zeytin ezmesi yapmanin en mesakkatli yani, zeytinleri cekirdeklerinden ayirmak :) Gerisini mutfak robotu hallediyor zaten.

Cekirdeklerini cikarttiginiz zeytini, taze biberiyeyi ve 1 yemek kasigi zeytinyagini mutfak robotundan gecirin. Zeytinler fotograftaki gibi pure haline geldiginde, diger baharatlari ve kalan zeytinyagini ekleyin. Herseyin guzelce karistigina emin oldugunuzda zeytin ezmeniz hazir demektir.

Internetten baska tarifler okur ve icine limon suyu ilave edildigini gorebilirsiniz. Fakat limon suyu zamanla zeytin ezmesinin tadini bozuyormus. Dolayisiyla dilerseniz servis esnasinda limon suyu ekleyebilirsiniz. 

Buzdolabinda bir ay kadar saklayabilirsiniz.Yaklasik 500 gr olan zeytin ezmenizi, kucuk kavanozlara paylastirirsaniz, her seferinde butun ezmenin hava ile temasini engellemis olursunuz. Boylece daha uzun sure bu keyfin tadini cikartirsiniz :)

Afiyet olsun...

Perşembe, Aralık 11

Patates Kavurma

Uzun zamandir birsey yazamiyoruz annemle evet... Umarim bizi unutmamissinizdir. Bir kardesim olacagini ogrendigimden beri, herzamanki yaramazliklarima son surat devam ediyorum. Annemin karninda hissettigim tekmeler onu kiskanmama neden olsa da, yeni bir oyun arkadasim olacagi icin mutluyum aslinda. Evimizde daha da saglikli ve basit yemekler pisiyor bu nedenden dolayi. Cok sevdiklerimizden biri olan, disi citir ici yumusacik patatesleri sizin de begeneceginizi dusunuyoruz.


 Malzemeler:

500 gr minik taze patates
1 dal taze biberiye
2-3 yemek kasigi zeytinyag
Tuz 
Karabiber







Patatesleri 10 dakika kadar soguk suda haslayin. Taze olduklari icin daha fazla haslamaniza gerek yok. Cunku zeytinyaginda da kavrulacaklar.

Sudan cikartip suzdugunuz patatesleri ikiye bolun. Dilerseniz butun de birakabilirsiniz. Ben daha hizli olsun diye ikiye bolmeyi tercih ettim. 

Tavaya zeytinyagini ekleyin. Biraz isindiginda, patatesleri ilave edin. Kisik ateste patatesler nar gibi kizarana dek sabirla kavurun. Biberiyeleri dalindan ayirin ve patateslerin uzerine serpin. Tuzu ve karabiberi ekleyin. Patateslerin uzerine hafifce bastirarak baharatlarla ozdeslesmelerini saglayin.

Mis gibi kokan, disi citir ici yumusacik patatesleriniz servise hazir. Umarim bu basit ama leziz patatesler sizin de favoriniz olur :)

Afiyet olsun...

Perşembe, Ağustos 21

Adana Kebabi

Bizi takip edenler bilir, evde et pistiginde ne kadar mutlu ve hareketli oldugumu tarif etmem mumkun degil. Annemin pesinden bir saniye olsun ayrilmam. Ayaklarina dolanip bazen is yapmasini engelledigim de olmustur. Fakat bu, gunun sonunda, yemeginden minik bir parcayi benimle paylasmasina engel olmaz.

Malzemeler:

500 gr orta yagli kuzu kiymasi
1 yemek kasigi biber salcasi
Tuz
Karabiber








Malzemeleri bir kapta guzelce yoguruyoruz. Aslinda tabiki disarida yedigimiz Adana Kebaplarin cogunda kuyruk yagi var. Lezzeti de ordan geliyor. Fakat biz evde, biraz daha saglikli olsun diye sade bir sekilde yapmayi tercih ediyoruz. Yok ben kuyruk yagi da eklemek isterim derseniz, 150 gram kadari yeterli olacaktir.

Eger mumkunse, lezzeti arttirmak icin, kebap hamurunuzu 1 gece buzdolabinda bekletmenizi oneririm.

Kebabi yaparken, celik sisiniz varsa onu kullanin tabiki, ben evdeki ahsap coplerden kullandim. Fakat eti ahsaptan ayirmak zor oluyor. 

Elinizi islatarak, etinizi bogum bogum sislere yayin.

Firinda ya da izgarada, ara sira cevirerek pisirin. Iste bu kadar basit :)

Yaninda kozlenmis biber ve domates, bir de bulgur pilavi ile servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...

Çarşamba, Ağustos 20

Imambayildi

Babam patlicani cok sever daha once mutlaka soylemisimdir. Guzel yaz patlicanlari bitmeden, bir kez daha imambayildi tarifi yazmak istedik annemle... Daha onceki, cigden yapilan tarifimize buradan ulasabilirsiniz. Bugunku tarifimiz ise, patlicanlarin kizartilip, ic malzemenin pisirildigi bir versiyon. Umarim begenirsiniz...

Malzemeler:

5-6 adet kucuk patlican
2 orta boy sogan
4 adet domates
6 dis sarimsak
1 su bardagi su
1 cay kasigi toz seker
1 yemek kasigi zeytinyag 
Tuz
Karabiber
Kizartma icin sivi yag       



Yemegimizi, Ayvalik'ta evimizin yanindaki bostandan toplayip getirdigimiz minik patlicanlarla yaptik biz. Siz de taze, minik patlican bulabilirseniz pek lezzetli oluyorlar, bizden soylemesi.. 

Patlicanlari guzelce yikayip alacali soyun. Dilerseniz acilarinin cikmasi icin yarim saat tuzlu suda bekletebilirsiniz.
Soganlari piyazlik dograyin. Sarimsaklari ikiye kesin.  Kabuklari soyulmus domatesleri gelisiguzel dograyin. Once soganlari zeytinyagda 5-6 dakika kavurun. Sarimsaklari ilave edin. Domatesi ekleyin. Seker, tuz ve karabiberi de ekleyerek, tum malzemeleri karistirin. Yaklasik 10 dakika, domatesler yumusayana dek kisik ateste pisirin.

Derin bir tencerede, patlicanlarinizi kizartin. Yagin yeterince kizmis olmasina dikkat edin ki, patlicanlariniz fazla yag cekmesin.

Kizaran patlicanlarinizi firin kabina cikartin. Ortasindan bir kasik ya da maşa yardimiyla yarin. Iclerini soganli malzemeyle doldurun.  
Onceden isitilmis 170 derece firinda, bir su bardagi su ilavesiyle, uzerini folyoyla kapatarak, yaklasik 45 dakika pisirin. Ilik olarak servis yapin.

Afiyet olsun...

Cuma, Ağustos 15

Cuma, Temmuz 11

Girne Amerikan Üniversitesi ile Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de oku!

Girne Amerikan Üniversitesi, "Kıbrıs’ı Kazan, Kıbrıs ve İngiltere’de Oku" sloganı ile bütünleşen ve yurtdışı kampüsleriyle de öğrencilerine üç farklı kıtada eğitim fırsatı sunan öncü bir üniversite.

Eğitimde mobiliteye verdiği önem ve uluslararasılaşma sürecinin bir göstergesi olarak Girne Amerikan Üniversitesi; İngiltere, ABD ve Hong Kong’dan sonra küresel kampüslerine bir yenisini ekleyerek Türkiye’de İstanbul yerleşkesini hizmete açmıştır. Bu süreçte Girne Amerikan Üniversitesi, öğrencilerine 3 farklı kıtada eğitim imkânı sunmakta ve "Üç Kıta Tek Üniversite" sloganı ile de bir dünya üniversitesi olma noktasında bir hareketlilik içerisinde olduğunu kanıtlamaktadır.

Kazandıkları ÖSYM bursları ile GAÜ’ye yerleşen öğrenciler, Girne Amerikan Üniversitesi’nin yurtdışı yerleşkelerinde aynı burslarla ve ek ücret ödemeden programlarıyla uyumlu dersler yada ELA’da (English Language Academy) İngilizce dil eğitimi alıyor; geri döndüklerinde ise yurtdışında aldıkları dersleri GAÜ programlarındaki ders yükümlülükleri yerine saydırarak eğitimlerine devam edebiliyorlar.

Eğitimde 30 Yıl...

Geçtiğimiz günlerde görkemli bir törenle 30. Onur Yılı’nı kutlayan Girne Amerikan Üniversitesi için bu sene oldukça özel bir yıl. GAÜ, 2014-2015 Akademik Yılında tam 2260 yeni öğrencisine 7 yıl boyunca kesintisiz ÖSYM Bursu verecek.

GAÜ sosyal ağlarda da çok aktif; bu sene tercih dönemi boyunca facebook.com/girneamerican üzerinden tüm kampüsler ve öğrenci hayatı ile ilgili herşeyi paylaşıyorlar ve tüm sorulara resmi sayfa üzerinden cevap veriyorlar. Twitter takipcilerini de unutmamışlar @girneamerican üzerinden en güncel paylaşımları takip edebilirsiniz.

GAÜ, şu anda küresel dünyanın yükselen meslekleri Denizcilik, Havacılık, Sahne Sanatları, Hukuk, İleri Mühendislik Disiplinleri, Güzel Sanatlar, Mimarlık, İç Mimarlık, Uluslararası İşletme, Uluslararası İlişkiler, Psikoloji, Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik, Türkçe Hukuk, Çin Dili ve Edebiyatı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Sınıf Öğretmenliği, Sağlık Yönetimi, Ergoterapi, Enerji Sistemleri Mühendisliği, Ebelik, İnşaat Mühendisliği ve Sivil Havacılık Ulaştırma İşletmeciliği, Pilotaj gibi programları barındıran; 9 Fakülte, 6 Yüksekokul, 2 Enstitü ve  2 Meslek Yüksekokulu’nda olmak üzere , 69 Lisans 21 Önlisans 48 Yükseklisans ve 17 Doktora programı sunmakta.

GAÜ’den saygın dünya üniversiteleri ile akademik işbirliği ve değişim programları fırsatı!

Girne Amerikan Üniversitesi, kampüsleri ve 200’ü aşkın dünya üniversitesiyle sürdürdüğü öğrenci değişim programları kapsamında, öğrencilerine yaşam boyu hatırlayacakları deneyimlerin kapılarını açmakta.

Uluslararası Denklik ve Tanınma

Girne Amerikan Üniversitesi sağladığı eğitimin kalitesini sürekli olarak geliştirmek için akreditasyonlarını ve üyeliklerini yenilemektedir. GAÜ yerel olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Yükseköğretim Planlama, Denetleme, Akreditasyon ve Koordınasyon Kurulu YÖDAK ve Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından tanınmaktadır. Ayrıca dünyanın bir çok saygın denklik kurullarından akredite olan GAÜ’nün bir çok uluslararası üyeliği de bulunmaktadır.

Girne Amerikan Üniversitesi Eduniversal’ın En İyi Üniversiteler sıralamasında yer almaktadır. Avrupa Birliği Yükseköğretim Sistemi içerisinde üniversite eğitimini denetleyen uluslararası eğitim kuruluşu Eduniversal, 153 ülkeden 12 bin yükseklisans programının incelenmesi ve 100 bin öğrenci ile yaptığı “En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren Üniversiteler” araştırmasının sonuç raporuna göre GAÜ "En İyi Yükseklisans Eğitimi Veren İlk 100 Üniversite" arasında gösterilmektedir.

GAÜ, YÖK onaylı programlarıyla geleceğin pilotlarını yetiştiriyor

4 yıllık Pilotaj eğitimi alan öğrenciler, GAÜ İstanbul Yerleşkesi Uluslararası Havacılık Akademisi’nde similatör ve uçuş derslerini tamamlayarak Pilot olma hakkını kazanıyorlar. GAÜ’nün, uluslararası standartlarda verdiği eğitimle yetiştirdiği öğrenciler, önümüzdeki 20 yılın en gözde mesleklerinden biri olan havacılık sektöründe kolaylıkla iş bulabilecekler.

Kıbrıs, dünyanın en güzel adalarından biri!

Kıbrıs Dünya’nın en güzel adalarındandır ve iklimi sayesinde bir tatil ülkesinde eğitim alma şansınız var, üniversite kampüsü plajlara çok yakın mesafede bulunmakta ve kampüse çok renkli bir yaşam hakim. GAÜ, adanın en turistik sahil kenti olan Girne’de kendisine özel plaj ve uygulamalı 5 yıldızlı oteli ile öğrencilerine eşi benzeri olmayan bir eğitim fırsatı sunmaktadır.

Peki kampüste hayat mı nasıl? Tanıtım filmleri için youtube.com/girneamerican ve vimeo.com/girneamerican

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Pazartesi, Haziran 30

Taze Ic Baklali ve Mantarli Bulgur Pilavi

Klasik bulgur pilavindan sıkıldıysanız, taze ic baklalar bitmeden, annemin bu tarifini deneyin derim. Cok faydali, vitamin deposu bir pilav. Iftar icin hafif, sahurda da sizi tok tutacak bir tarif...


Malzemeler:

1 su bardagi iri bulgur
1,5 su bardagi kaynar su
1 orta boy sogan, kup kesilmis
150 gr taze ic bakla
7-8 adet mantar, dorde bolunmus
2 domates, rendelenmis
3-4 yemek kasigi zeytinyag
Tuz
Karabiber




Taze ic baklali bir tarife baslama rituelimiz: Bir tencerede su kaynatin. Yikadiginiz ic baklalari kaynayan suya atin ve 6-7 dakika pisirdikten sonra cikartip suzun. Baklalarinizin kenarindan bicakla cizik atip soyarak, kabuklarindan kurtarin.

Pilav tencerenizde, zeytinyagla sogani kavurun. Mantarlari ekleyerek kavurmaya devam edin. Bulguru ilave ederek 2-3 dakika kavurduktan sonra domatesi, ic baklalari, suyu, tuzu ve karabiberi ekleyin ve bir kez karistirin. Tencerenizin kapagini kapatin. Yemeginiz kaynamaya basladiginda ocaginizin altini kisin ve suyunu cekene kadar kisik ateste pisirmeye devam edin.

Sicakken servis yapin.

Afiyet olsun...

Cumartesi, Haziran 28

Taze Ic Baklali Dip Sos

Bizim evde genelde saglikli atistirmaliklar yapilir. Annemin yeni kesfettigi bir dip sosu paylasacagiz bugun sizlerle. Haftasonu yenecek kucuk bir kacamak icin ideal...

Malzemeler:

500 gr taze ic bakla
1 dis sarimsak
1 limonun suyu
4-5 dal taze nane
5-6 yemek kasigi zeytinyag
Tuz
Karabiber







Bir tencerede su kaynatin. Yikadiginiz ic baklalari kaynayan suya atin ve 7-8 dakika pisirdikten sonra cikartip suzun. Baklalarinizin kenarindan bicakla cizik atip soyarak, kabuklarindan kurtarin.

Mutfak robotuna sarimsak, nane yapraklari, zeytinyag, limon suyu, tuz ve karabiberi ekleyerek cekin. Karisim pure haline geldiginde baklalari ekleyin ve dilediginiz kivamda ezilene dek cekin. 

Dip sosumuz servise hazir.

Yaninda izgarada isitilmis ya da firinlanmis tortilla, dilimlenmis havuclar, kereviz sapi ya da cips ile sunum yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...

Cuma, Haziran 27

Taze Ic Baklali Makarna

Taze ic bakla bitmek uzere fakat, annemin ic baklali tarifleri sizler icin bu hafta son surat devam ediyor :) Umarim sizlerinde bu lezzetli yemekleri deneme sansiniz olur...


Malzemeler:

1/2 paket fusulli makarna
200 gr taze ic bakla
100 gr taze bezelye
1-2 sap taze sogan, ince dogranmis
1 buyuk top taze mozzarella, kucuk kesilmis
1 dis sarimsak, rendelenmis
1 kucuk kutu krema
1 yemek kasigi rendelenmis parmesan peyniri
2 yemek kasigi zeytinyag
                                                                                                 1 limon, kabugu rendelenmis
                                                                                                 Tuz, karabiber

Bir tencerede su kaynatin. Yikadiginiz ic baklalari kaynayan suya atin ve 6-7 dakika pisirdikten sonra cikartip suzun. Baklalarinizin kenarindan bicakla cizik atip soyarak, kabuklarindan kurtarin.

Baska bir tencerede, kaynayan suya bezelyeleri atarak 6-7 dakika kadar pisirin ve suzun. 

Makarnanizi bol tuzlu suda haslayin ve suzun.

Buyukce bir tavada, zeytinyagda sarimsagi 1-2 dakika cevirin. Limon kabugunu ekleyin. Kremayi, parmesani, tuz ve karabiberi ilave edin. Kremanin kaynamasina izin vermeden, yeterince isindiginda, taze sogani, baklalari, bezelyeleri ve en son makarnalari ekleyerek yavasca karistirin. 

Servis tabagina alacaginiz makarnanizin uzerine, mozzarellalari serpistirin. Taze cekilmis karabiber ile son dokunusu yapin. Tabiki bu taze ic baklali tarifimize, ince kiyilmis dereotu cok yakisacaktir.

Afiyet olsun...

Perşembe, Haziran 26

Taze Ic Baklali Pirinc Salatasi

Annemle babam, bu yaz mumkun oldugunca ic bakla ve enginar yemeye calisiyorlar. Annemin pazardaki enginarci amcasi, kilciksiz temizledigi enginarlarla favorileri oldu. Her Cuma alinan tazecik enginar ve baklalarla cesit cesit yemekler deneniyor bizim evde. Bense, tabiki yesil olan taze ic baklalar ayiklanirken annemin ayaklarina dolaniyorum...


Malzemeler:

300 gr taze ic bakla
1 su bardagi basmati pirinc
1 orta boy kirmizi biber (kapya)
4-5 ceri domates
5-6 siyah zeytin
1 yemek kasigi limon
3 yemek kasigi zeytinyag
Tuz, karabiber




Bir tencerede su kaynatin. Yikadiginiz ic baklalari kaynayan suya atin ve 6-7 dakika pisirdikten sonra cikartip suzun. Uzun sure kaynatirsaniz, baklalariniz cok piser ve dagilir. Soguk suya tutacaginiz baklalarinizin kenarindan bicakla cizik atip soyarak, kabuklarindan kurtarin.

Baska bir tencerede, az tuzlu su kaynatarak, pirincinizi pisirin. 

Kapyalari kup kup dograyin. Ceri domatesleri dorde bolun. Zeytinlerin cekirdeklerini cikartarak ikiye kesin.

Pisen pirincinizi suzun ve buyukce bir kaseye aktarin. Baklalari, kapyayi, domatesi ve zeytinleri ekleyin. Limon, zeytinyag, tuz ve karabiberi ilave edip yavasca karistirin. Dilerseniz, lezzetini arttirmak icin salataniza dereotu da ekleyebilirsiniz. Artik hepinizin bildigi gibi, esim dereotunu pek sevmediginden, bizim evde kullanilmiyor.

Nefis pirinc salataniz servise hazir. Umarim begenirsiniz.

Afiyet olsun...

Cuma, Haziran 20

İşte Stres Altında Bile Pozitif Kalabilirsiniz

Çalışma hayatının her gün biraz daha stresli hale geldiği doğru. Stresin iş başarısını engelleyen en önemli nedenlerden biri olduğu da iyi biliniyor. İş hayatında stres bir ölçüye kadar faydalı bulunuyor fakat o ölçüden fazlası da iş ilişkilerini bozuyor, dikkati dağıtıyor, verimi azaltıyor, başarısızlığa sebep oluyor. Tüm bu olumsuzluklar üst üste gelince ister istemez sosyal hayatımız da etkileniyor.

Bu  nedenle iş yeri kaynaklı stresi azaltmanın bazı yolları var. Benim de çok kullandığım ve etkili yollardan biri olduğuna inandığım yöntem ise; strese girdiğim anlarda ufak molalarlar birlikte derin derin nefes alıp vermek. Bu işlemi arka arkaya 5-6 kez tekrarladığımda fark edilir bir rahatlama hissediyorum. 

Geçtiğimiz günlerde yine stresli bir anda bu yöntemle rahatlamaya çalışırken çalışma arkadaşımın masasında granini meyve suyu şisesinin üzerine iliştirilen şöyle bir mesaj gözüme çarptı; “Sen yaptığın her işte başarılısın.” Bir anda pozitif düşünmenin çok işe yaradığını fark ettim. Sonra kendi kendime dedim ki; nefes egzersizleriyle birlikte kendimizi bu şekilde motive edebilir, içimizdeki potansiyeli dışarıya çıkarabiliriz.

Benim kartımı sizlerle paylaşıyorum. 

Kendi pozitif mesajınız için granini facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz. 

https://www.facebook.com/graniniTurkiye

Bir boomads advertorial içeriğidir.

Çarşamba, Haziran 11

Pismeyen Limonlu Cheseecake

Babamin ve annemin pek sevdigi hafif eksimsi limonlu cheesecake, tahmin edebileeginiz uzere pek ilgimi cekmedi. Ama annemin hic pisirmeden yaptigi bu ceheesecake, babamin favorileri arasinda. Limon seviyorsaniz, mutlaka deneyin derim...


Malzemeler:

1 paket yulafli biskuvi
2 yemek kasigi tereyag, oda sicakliginda
300 gr krem peynir/labne
6 yemek kasigi pudra sekeri
1 paket vanilya
1 cay kasigi limon suyu
250 ml krema

Lemon Curd
Suslemek icin ananas/limon kabuklari, taze nane


Mutfak robotunda yulafli biskuvileri cekin. Iyice parcalandiklari zaman, tereyagini ekleyin ve biskuvilerle guzelce karisana kadar cekmeye devam edin.

Bu karisimi 20 cm lik buyuk kelepceli kaliba, ya da benim gibi kucuk tart kaliplarina paylastirarak, dokun. Uzerine, elinizle ya da bir kasik yardimiyla, dilediginiz incelige ulasana dek bastirin.

Buyukce bir kasede, krem peynir, pudra sekeri, vanilya ve limon suyunu puruzsuz kivam alana kadar karistirin. Daha sonra kremayi ekleyin ve katlama yontemiyle karistirmaya devam edin. 

Hazirladiginiz peynirli kremayi, biskuvi tabaniniza yayin ve spatulayla duzeltin. Buzdolabinda en az 3-4 saat bekletin. Vaktiniz varsa ve bir gece onceden yapip buzdolabina kaldirirsaniz, daha lezzetli olacaktir. 

Buzdolabinda bekleyen ve kendini ceken, nefis cheesecake'inizin uzerini lemon curd ile kaplayin. 

Sunum yapmadan once, uzerini ananas dilimleri veya rendelenmis limon kabuklari ile susleyebilirsiniz. Harika bir gorunum kazandirmak icin, feslegen ya da nane de ekleyebilirsiniz.

Afiyet olsun...

Cuma, Haziran 6

Lemon Curd

Biz kediler limondan hic hoslanmayiz. Bircogunuz bunu bilir. Annem limonlu bir tarif deneyecegini soylediginde bu fikirden pek hoslanmasam da, yine de mutfaktaki yerimi aldim. Annemi yemek yaparken izlemeye ve ayagina dolanmaya bayiliyorum...


Malzemeler:

3/4 su bardagi toz seker
1/2 su bardagi limon suyu( 3-4 adet limon)
6 yumurta sarisi
125 gr tereyag
1 tatli kasigi nisasta
2 limonun kabugu











Teri Aksel'in kitabindan esinlenerek uzun zamandir yapmak istedigim bu tarife sonunda zaman ayirabildim. Tabiki tarifi kendime gore biraz degistirdim ve sonuc muhtesem oldu. 

Ingilizlerin en sevdigim tatlarindan biri olan lemon curd'u (belki limon kremasi olarak cevirebiliriz), ister ekmege surerek, isterseniz cupcakelerin icinde, limonlu kekinizin arasinda ya da tart veya cheesecake uzerinde kullanabilirsiniz. Her sekilde muhtesem oluyor ve tadina doyulmuyor. Gelelim tarifimize...

Limonlari guzelce yikayarak, rendenin ince tarafiyla rendeleleyelim. Daha sonra sıkalım.

Limon kabugu, seker ve limon suyunu buyuk bir kasede mikserle cirpalim. Sekerin iyice eridigine emin oldugumuzda, mikserin hizini yukselterek teker teker, her birinin karistigina emin olarak, yumurtalari ekleyelim. Tereyagini da yumurta gibi azar azar karisima ilave ederek karistirmaya devam edelim. En son nisastayi ekleyelim ve yarim dakika kadar cirpalim.

Karisimimizi orta boy bir sos tenceresine alarak, orta kisik ateste surekli karistirarak, yaklasik 7-8 dakika pisirelim. Katilasmaya basladiginda kremamiz hazir demektir. Lemon Curd kesinlikle kaynamamali, kaynatirsaniz dokusu bozulabilir. Yeterince isinip katilastiginda ocaktan almayi unutmayin.

Hala sicakken icine koyacaginiz steril kavanozun agzini kapatarak ters cevirin ve kremanizin vakumlanmasini saglayin. Ilindiginda buzdolabina koyacaginiz Lemon Curd'unuzu, yaklasik 2 hafta buzdolabinda saklayabilirsiniz. Tabiki o kadar uzun sure bitirmeden durabilirseniz :)

Afiyet olsun...

Cumartesi, Mayıs 31

Sultani Bezelye

Sultani bezelyenin zamani gecti mi bilmiyorum. Bu sene sadece bir kere rastladim pazarda. Yine de farkli tarifimi sizlerle paylasmak istedim. Chipa tabiki yesil olduklarindan bezelyelerle oynamak istedi, fakat ne yazikki basarisiz oldu... 

Mazemeler:

300 gr sultani bezelye
1 dis sarimsak, rendelenmis
1 yemek kasigi susam yagi
1 yemek kasigi soya sosu
1 tatli kasigi susam







Sultani bezelyelerin kenarlarindaki kilciklari ayikliyoruz. Buharda yaklasik 3-4 dakika pisiriyoruz ve bir kenara aliyoruz.

Tavayi guzelce isitip, icine susam yagini koyuyoruz. Sarimsagi ekliyoruz. Yakmadan, kokusunu salana dek pisiriyoruz. Susamlari ilave ediyoruz. Susam cok hizli yanabilir, renkleri degistiginde hemen sultani bezelyeleri ekliyoruz ve soya sosunu ilave ediyoruz. 1-2 dakika sosla pisen bezelyelerimiz servise hazir...

Soya sosum tuzlu oldugundan ayrica tuz ekleme ihtiyaci hissetmedim. Dilerseniz tuzla tatlandirabilrsiniz. 

Afiyet olsun...

Cuma, Mayıs 30

Kaş’la Baslayan Harika Bir Tatil

Annemle babam, evlilik yildonumlerini ve annemin dogumgununu kutlamak icin her sene mutlaka bir yere giderler. Bu seneki yolculuklari, Kaş'la baslayan, Pamukkale ve Eskisehir'le tamamlanan bir gezi oldu. Onlar yokken bende babaannemlerde kalacaktim. Ilk gunumu ne olur ne olmaz diye uslu gecirmeme ragmen, daha sonraki gunlerde ne kadar yaramaz oldugumu onlara da gosterdim. Bakalim ben yaramazlikla mesgulken annemler neler yapmislar...

Yolculugumuz 17 Mayis Cuma aksami basladi. Aslinda cok kolay gecebilecekken, TEM'deki yol calismasindan dolayi Istanbul'dan cikmamiz yaklasik 3,5 saatimizi aldi. Dolayisiyla, yolu yarilayamadan biz zaten yorulmustuk... Kahve icebilmek icin buldugumuz tek nokta Afyonkarahisar'daki Starbucks oldu. Tabiki oncesinde, gecenin bir vakti yedigimiz kaymakli ekmek kadayifi ve nefis Ikbal sucugundan da bahsetmeden gecemeyecegim. Yolunuzun uzerindeyse muhakkak ugramali ve bu muhtesem lezzetleri tatmalisiniz.
Ikbal'de kaymak yedikten sonra, bir daha baska bir yerde yiyebilir misiniz bilmiyorum. Evet, gercekten o kadar lezzetli...

Yeterince dinlendikten sonra yola devam ediyor ve sabah 10.30 gibi Kaş'ta kalacagimiz yere ulasiyoruz. Bize yorgunlugumuzu unutturan, sicacik gulen yuzlerle karsilaniyoruz. Upper House Boutique Hotel'deyiz... Otelimizin otoparki yok, fakat Devrim bize ucretsiz park edebilecegimiz yeri gosteriyor ve cantalarimizi tasimamiza yardim ediyor.

Otelimiz harika... Modern ve minimalist dosenmis odalari var. Her detay ince bir zevkle dusunulmus. Televizyon aynanin icinde mesela.. Odadaki klima kaliteli oldugundan, uyurken sesinden rahatsizlik duymaniz mumkun degil. Temizlik istiyorsaniz, 'house keeping' dugmesine basmaniz gerekiyor. Ayni sekilde 'do not disturb' kapiya asilan bir kagitla degil, yine dugmeyle, kapilarin yanindaki ekranlarda gorunuyor. Odadaki tek sikayetim, makyaj yapabilecek kadar yeterli isik olmamasiydi, eh o da tatilde oldugumuzdan katlanilabilir birsey diye dusunuyorum :) Lobi ufak ama pek sevimli. O gun giris yapmamiza ragmen kahvalti edebilecegimizin soylenmesi de onemli bir ayrinti bence. 


Cok yorgun oldugumuz icin otelin muduru Erkan Bey'den yakin ve denize girilebilecek yer tavsiyesi alip muhtesem tatilimizi baslatiyoruz. Deniz piril piril fakat buz gibi, Mayis ayinda denize girmeye calismanin sonucu da bu tabiki :)

ilk gunumuz, denize girip guneslenerek, yol yorgunlugumuzu atarak geciyor. Karnimiz aciktiginda, Eniste'nin Yeri'ni kesfediyoruz. Lezzetli dereotlu pidelerini cok begeniyorum. Bu, her masaya gelen bir ikram, yaninda salatayla beni doyurmaya yetiyor. Esimin yedigi lahmacun ise, ona cocuklugundaki lezzeti hatirlatiyor. Daha sonraki gunlerde tabiki yine ugruyoruz buraya... Mutlu bir sekilde, Kaputas Plaji'ni kesfe gidiyoruz. Yorgun oldugumuzdan, plaja inen uzun merdivenleri kullanmaya useniyor ve Kas'in ara sokaklarinda gezinmeye karar veriyoruz. Rengarenk urunler satan dukkanlari kesfediyoruz. Otelde yapacagimiz ikinci dinlenme seansindan sonra, gec bir saatte yine sokaklara atiyoruz kendimizi. Taki tezgahlarina goz gezdiriyoruz. Sonra da aksam yemegimizi Spaghettici'de yiyoruz. Nefis bir bruschetta, leziz bir spaghetti bolognese ve guzel bir kirmizi sarap eslik ediyor bize. Aksamimiz, lezzetli bir tiramisu ile son buluyor :)



Ikinci gun, otelde kahvaltimizi edip yollara dusecegiz. Klasik Turk kahvaltimiz gayet basarili. Tum malzemeler kaliteli. Ev yapimi Turunc receli ise bir harika... Simit bile var. Daha ne ister ki insan :)) 

Bir onceki gun usendigimiz merdivenleri inerken, Kaputas Plaji'nin guzelligini seyrediyoruz. Deniz cok dalgali ve buz gibi oldugundan, tarihi yerlere yolculuk yapmayi uygun buluyoruz. Once Kalkan'da bir tur atiyor, sonra Letoon, Xanthos ve Patara tarihi sehirlerini geziyoruz. Eski yerlesim yerleri bizi buyuluyor, bir zamanlar oralarda yasadigimizi hayal ediyoruz. Yeterince yoruldugumuza kanaat getirdigimizde, şirin otelimize donuyoruz. 

Aksam yemegimizi Mercan'da yiyoruz. Her yer o kadar kalabalikki, bulabildigimiz ilk masaya oturuyoruz. Birkac meze, raki ve balikla evlilik yildonumumuzu kutluyoruz :) Guzel bir restoran Mercan, mezeler lezzetli, garsonlar ilgili.

Otele dondugumuzde, sicacik bir surpriz karsiliyor beni. Odaya dogumgunum icin pasta geliyor :)) Bu zarif dusunce, Upper House'u daha da cok sevmemi sagliyor. Zaten bir yere deger katan, icindeki insanlar degil midir sizce de?...

Ucuncu gunumuz, Firnaz Koyu'nu kesif ve Patara'da denize girmekten ibaret. Aksam yemegimizi Bahce Balik'ta yiyoruz. Bir gun onceden rezervasyon yaptirdik, yoksa yer bulabilmek mumkun degil. Burdaki mezeler tazecik, kalamar dolma muhtesem. Rakimizi soyleyip agir agir yemegimizin kefini cikartiyoruz. Nefis bir sufle ile dogumgunu kutlamalarimiz son buluyor :) 


Sabah Yigit biraz rahatsizlandigindan, gune gec basliyoruz. Yine otelimiz, guzel sunumuyla tazecik nane-limon hazirlayarak inceligini bir kez daha gosteriyor. Dorduncu gun, Limanagzi'ndaki Bilal'in Yeri'ndeyiz. Koyda sirali beach clublar var. 19 Mayis tatilinin sona ermesiyle bosalan sahilde, gunese ve denize doyuyoruz.

Ertesi gun Kas'a veda vakti. Otelden ayrilmak zor geliyor. Gulen yuzlere veda ediyor ve Patara'da son bir kez denize girmeye gidiyoruz. Bir sonraki rotamiz Oludeniz ve Fethiye. Kas'tan sonra, Oludeniz'de deniz sicacik :) Turkuaz rengi sularda bir sure yuzdukten sonra Fethiye'yi geziyoruz. Patara'da goremedigimiz Caretta, bizi Fethiye limaninda selamliyor :) Kahvemizi icip dinlendikten sonra, Denizli'ye dogru yola cikiyoruz. 

Otelimiz Dedeman Park Denizli. Aksam gec vakitte otele vardigimizdan, yemek icin disari cikmaya halimiz kalmiyor ve orda yemeye karar veriyoruz. Sefin benim icin hazirladigi, bitirmenin imkansiz oldugu 3 kisilik makarnaya hayretler icinde bakakalip, garsonla gulusuyoruz. Fotografini cekmedigim icin hayiflandigim seylerden biri bu dev porsiyon makarna oluyor :) Sabah kahvaltisinda Upper House'u ozluyor ve Pamukkale'ye dogru yola koyuluyoruz.

Hierapolis'e kuzey kapisindan girdigimiz icin, travertenlere ulasmamiz yaklasik 3 saatimizi aliyor :) Tarihi sehirleri gezmeyi cok sevdigimizden, Hierapolis'te fazlaca oyalaniyoruz. Travertenlere ulastigimizda, hala beyaz kalabilmis olmalarina seviniyoruz. Rus kizlarin artistik fotograf cektirme mekanina donusmus olsa da, travertenlerin uzerinde gezinmek hayli keyifli. 

Denizli'den ayrilmadan once yapmak istedigimiz bir sey daha var; meshur kebaplarinin tadina bakmak... Vedat Milor'de izledigimiz Kocabaylar'a gidiyoruz fakat kebap coktan bitmis bile. Saat henuz 4. Meshur Enver'de de birsey kalmamis. Hic bir restoran bir baskasini tavsiye etmiyor. Biz de eksisozluge guvenerek, orda yazilmis bir restorana giriyoruz. Kebapci Halil, meger Bayramyeri'nin en meshurlarindan biriymis. Enfes kebaptan yiyerek, Eskisehir yoluna veriyoruz kendimizi. Ama oncesinde, onunden gecerken kokusuna karsi koyamadigimiz irmik helvacidan ufak bir kase dondurmali irmik helvasi aliyoruz. Denizli'nin onemli seylerinden biri de irmik helvacilariymis, denemeden gecmeyin derim :)

Eskisehir'e vardigimizda epey gec olmustu. Bir cok ulkede Ibis Hotel'de kalmis olmamiza ragmen, Upper House'dan sonra pek sade geldi dogrusu... Sadece bir gece kalacagimizi dusunerek onemsemediysek de, aklimiz Kas'ta kalmisti..


Sabah otelden ayrilip, ayilmak uzere Porsuk Cay'i kenarindaki Starbucks'ta kahvelerimizi yudumladik. Oglen, Papagan'da Eskisehir'in meshur ciboregini yedik. Buraya kadar gelmisken Devrim Otomobili'ni gormemek olmaz. Sehrin icini, Odunpazari Evleri'ni, Cam Atolyesi'ni gezip, tarihi bir firindan pek lezzetli cevizli-hashasli ekmegimizi aldik. Canim arkadasim Arzumla bulusmak uzere, EsPark'a gittik. Arzucum bana dogumgunu surprizi yaparak, elleriyle ahsaptan sevimli baykuslu bir tepsi hazirlamis. Gulusmelerle gecen bir surenin ardindan, Istanbul'a dogru yola dustuk. 


Evet tatilimiz bitti ve geriye harika anilarimiz kaldi. Gezmekten yorulduk. Gulduk, eglendik. Harika vakit gecirdik. Cumartesi sabahi da kosarak gidip yaramaz oglumuz Chipa'ya kavustuk. Tam haylazliklarini dinlerken, mutfaktan gelen poset sesiyle hepimizin yuzunde sapsal bir gulumseme belirdi :)

Umarim sizleri cok sıkmadan eglenceli tatilimizi kisaca anlatabildim. Mumkun oldugunca detaya girmeden herseyi yazmaya calistim. Kisitli zamandan oturu yapamadigimiz pek cok sey oldugundan, ayni rotayi bir kez daha tekrarlayacagimizi umuyorum. Nacizane tavsiyelerimizi duymak isterseniz ben hep burdayim.

Sevgiyle kalin...

Perşembe, Mayıs 29

Yumurtali Pazi Kavurmasi

Anneannemin Ayvalik'tan getirdigi tazecik pazilarla ne yapsam diye dusunen annem, guzel bir ogle yemeginde karar kildi. O kadar guzel gorunuyordu ki, ben bile yemek istedim...

Malzemeler:

1/2 demet pazi
1 orta boy sogan, kup kesilmis
1 yumurta
1 yemek kasigi zeytinyag
Tuz, karabiber






Oncelikle, pazilari iyice yikiyor ve uzerlerinde kalan fazla sulari havlu kagitla kuruluyoruz. Ince ince kesiyor ve bir kenarda bekletiyoruz.

Yumurtanin sarisini ve beyazini ayiriyoruz. Beyaz kismini guzelce cirpiyoruz.

Sogani zeytinyagda 1-2 dakika kavuruyoruz. Pazilari, tuzu ve karabiberi ekleyerek renkleri degisene dek pisiriyoruz. Cok degil, 2-3 dakika pisirmek yeterli olacaktir. Yumurtanin beyazini ilave ediyor ve karistiriyoruz. Uzerine yumruta sarisini ekleyerek tavamizin kapagini kapatiyor ve yaklasik 2 dakika kisik ateste pisiriyoruz. Sicak olarak servis yapiyoruz.

Afiyet olsun...

Çarşamba, Mayıs 28

Avokado Pureli Mucver

Babam kabaktan cok hoslanmaz. Sadece mucver olursa, ya da kizartilirsa tercih eder. Annem de o yesin diye, degisik tarifler denemekten vazgecmez. Gecenlerde instagramda gordugu bir tarifi denedi ve cok begendi. Yazin yemek icin harika oldugunu dusunuyor. Siz de mutlaka denemelisiniz... Annemle beni instagram'da takip etmek isterseniz, kullanici adimiz: burching

Malzemeler:

4 orta boy kabak
2-3 yemek kasigi rezene yapragi
1 kucuk sogan, rendelenmis
3 dis sarimsak, rendelenmis
3 yemek kasigi un
2 yemek kasigi zeytinyag
2 yumurta
2 yemek kasigi rendelenmis mozarella
Tuz, karabiber

Avokado puresi icin:

1 avokado
1 dis sarimsak, rendelenmis
1 tatli kasigi limon
1 yemek kasigi krem peynir
Tuz, karabiber

Kabaklari guzelce yikayarak rendeleyin. Ben kabuklarini soymuyorum, ne de olsa cogu sebzenin vitamini kabugunda sakli. Zaten kabak yeni ciktigi icin o kadar tazecikki...

Rendelenen kabak suyunu salacagi icin, suzgece alip iyice sıktım ve suyundan mumkun oldugunca kurtuldum. Sogani da ayni sekilde suzebilirsiniz. Daha sonra, tum malzemeleri karistirarak bulamac haline getirin. Hem firinda hem yagsiz tavada pisirmeyi denedim. Tavada, kisik ateste pisen versiyonunu daha cok begendim. Firinda biraz kurudular. 

Eger firinda pisirmek isterseniz, yagli kagit uzerine 2ser corba kasigi harc koyup, dilediginiz sekli verebilirsiniz. Onceden isittiginiz 180 derece firinda 20-25 dakika pisirebilirsiniz. 

Ya da, iyice isinan tavaniza ayni sekilde 2ser corba kasigi harc koyarak, kisik ateste her iki tarafini 10ar dakika pisirebilirsiniz.

Mucverleriniz piserken, avokadoyu soyarak catalla ezin. Icine limon, sarimsak, krem peynir, tuz ve karabiberi ekleyerek karistirin.

Pisen mucverleri servis tabagina alarak aralarina yeterince avokado puresi koyun. Sicak olarak servis yapin.

Afiyet olsun...

Salı, Mayıs 27

Ic Baklali Enginar

Annemle babam, zeytinyagli yemekleri cok severler. Bizim evde bu aralar en cok pisen zeytinyagli ise, ic baklali enginar. Annem ic baklalari ayiklarken ayaklarina sarilip uyumayi cok seviyorum. Mutfakta gecirilen zamanlar benim icin genelde keyifli oluyor. Cunku yesil seylere zaafim var ve annem dereotu ya da nane saplariyla oynamama izin verdiginde cok mutlu oluyorum.

Malzemeler:

300 gr iç bakla
5 adet enginar
1 orta boy sogan, kup kesilmis

1 cay bardagi zeytinyagi
2 adet kesme şeker

1/2 limonun suyu
Tuz 





Ben enginarlari aldigim sekliyle suyunda sakladigim icin, ayrica limonlu suda bekletmiyorum. Fakat enginarlarinizi aldiginiz sudan ayirip yikadiysaniz, tencereye koyana dek limonlu suda bekletmenizde fayda var.

Soganlari zeytinyagda 1-2 dakika kavurun. Enginarlari suzerek cukur kisimlari asagiya bakacak sekilde tencereye dizin. Limonu, tuzu ve sekeri ekleyin. Enginarlarin uzerini 1 parmak gececek kadar sicak su ilave edin. Tencerenizin kapagini kapatarak yaklasik 20 dakika, kisik ateste pisirin.

Bu arada baska bir tencerede su kaynatin. Yikadiginiz ic baklalari kaynayan suya atin ve sadece 5 dakika pisirdikten sonra cikartip suzun. Daha fazla pisirirseniz baklalariniz cok piser ve dagilir. Kolay ayiklamak icin soguk suya tutacaginiz baklalarinizin kenarindan bicakla cizik atip soyarak, kabuklarindan kurtarin.

Enginarlarin cukur kisimlari yukari bakacak sekilde tencerenizde cevirin. Ayikladiginiz ic baklalari 20 dakika pismis olan enginarlarinizin uzerlerine paylastirin. Yaklasik 10 dakika da bu sekilde pisirdikten sonra, ocagi kapatin ve yemeginizi tenceresinde, kapagini acmadan sogumaya birakin. Unutmayin, tenceresinde soguyan zeytinyaglilar cok daha lezzetli olur. 

Enginari dilerseniz ilik, dilerseniz buzdolabinda sogutarak servis yapabilirsiniz. Dereotu seviyorsaniz, servis ederken uzerine eklemeyi unutmayin.

Afiyet olsun...