Çarşamba, Haziran 26

Londra Gunlugum - 3.GUN


Sabah erkenden kalkip, Legoland'de gecirecegimiz harika gunun hayaliyle yola koyuluyoruz. 

Metroyla  Waterloo istasyonuna gidip, ordan Windsor&Eton Riverside trenine biniyoruz. Yaklasik 1 saatte Windsor'dayiz. Legoland otobusunun kalktigi yere dogru yuruyerek, tesadufen 5 dakika icinde gelen otobuse biniyoruz ve en sevdigimiz eglence yerine dogru 15 dakikalik bir yolculuk yapiyoruz.

Tahmin ettigimizden daha kalabalik olan Legoland'de cocuklar gibi eğlenerek, saatin ne cabuk  aksam 5 olabildigine sasiyoruz. Bu arada Legoland'in icinde yedigimiz nefis hamburgerler ve naneli cikolata parcali dondurmadan da bahsetmeden gecemeyecegim. Bir team park icin, oldukca basarili yiyecek mekanlari var... 

 Tekrar otobuse, sonra da trenimize binerek sehre geri donuyoruz.

Gecen gelislerimde bir turlu cekemedigim, Fransiz heykeltras Pierre Vivant'in yapmis oldugu Traffic Light Tree'yi fotograflamak uzere metroyla Canary Wharf'a gidiyoruz. Fakat, bir sure aramamiza ragmen, uzerinde 75 set isik olan bu trafik lambasini bir turlu bulamiyoruz. Yine ogreniyoruz ki, bunu da baska bir yere tasimaya karar vermisler :) Bu gelisimde biraz sanssiz miyim neyim? Neyi fotograflamak istesem kaldirilmis...

Umutsuz bir sekilde, biraz oyalanmak icin, en sevdigimiz marketlerden biri olan Tesco'ya giderek, kendimizi leziz kirmizi meyveler ve cikolatalarla avutuyoruz.

Otelimize donerken, Sainsburys Market'in ne kadar ucuz oldugunu kesfediyor, fakat daha sonra 99p Store'u bularak, bir cok seyi 99 pence'e alabilecegimizi farkediyoruz :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder