2010
yilinin ilik bir sonbahar gunu dogmusum...Aylardan Ekimmis...Annem iyi
bir kedi aslinda, ama o kadar cok kardesim dogmus ki, bir de ben hasta
olunca, birakip gitmis...Tek basima guzel maceralar da yasamadim degil.
Coplerden nasil yemek bulacagimi, insanlarin verdikleri yemekleri
digerlerinden nasil kapip kacacagimi, kendimi nasil savunacagimi hep
yalniz ogrendim.
Birgun,
cok tatli bir adam cikageldi...Meger hep kedisi olsun istermis, aldigi
gibi evine goturdu beni. Gerci bu detaylari cok net hatirlayamiyorum,
kucucuktum; dilim dondugunce, hatirladigim kadariyla anlatacagim
sizlere.
Gittigimiz
evde ufak bir cocuk da vardi. Cok mutluydum, hergun oyun oynayacaktim.
Ama anlayamadigim, beni surekli, soguk metal masalari olan, beyaz
onluklu bir adama goturuyorlardi. Kulaklarima birseyler suruyorlardi, en
hoslanmadigim sey kulaklarimin ellenmesi...Resmen iskence...Halbuki tek
istedigim oyun oynamakti, nerden cikti simdi bu beyaz onluklu
adam...Cocuga da yaklasamiyordum, konusurlarken duydum, benim yuzumden
kirmizi noktalar cikmis heryerinde. Ben ne yaptim ki, hic tirmalamadim
oysa...
Bir
zaman sonra, adam beni kutuya koydu, gezmeye gidiyoruz Carlos dedi.
Ters birseyler vardi sanki ama, yok canim, oyun oynamaya gidiyoruz
galiba dedim. Evet tahmin ettigim gibi, sokakta biraz oyun oynadiktan
sonra eve geri donduk. Yine konusulurken duydum, beni aslinda sokaga
birakacaklarmis, ama yapamamislar. Adam dusunceli...
Birkac
gun sonra, yine kutuya kondum. Adam beni isyerine goturdu. Orda baska
bir adama verdi. Bende biraz uyuduktan sonra, oyun oynamak icin kactim.
Kocaman is makinalari vardi, altlarina saklandim, onlar da beni
yakalamaya calistilar, cok eglendim :) Yorulunca uyuyakalmisim, gozumu
actigimda yine kutudaydim, arabayla baska bir yere gidiyordum. Gunlerdir
gezmekten cok yorulmustum. Artik evde kalip, sicacik battaniyenin
uzerinde uyumak istiyordum.
Yeni
adam, beni bir eve goturdu. Kapida bizi genc bir kadin karsiladi.
Gorebildigim kadariyla ev cok kalabalikti, sanki parti vardi. Kadin beni
kucaklayip hemen banyoya goturdu. Kadin ve beni getiren adam, ilik suya
soktular vucudumu. Ne oldugumu anlayamadan yikanmis, sicak bir havluya
sarilmis ve nereden geldigini anlayamadigim sicak bir havayla
kurutuluyordum. Sonra baska bir havluyla genc kadinin kucaginda mutlu
mutlu biraz uyukladim. Onu cok sevdim, annem gibi kokuyordu...
Bu
kalabalik evdeki herkes benimle cok ilgilendi. Hemen bir suru oyuncak
yaptilar, oyunlar oynadilar. Bende onlari cok sevdim. Kocaman bir ev
burasi. Butun odalari tek tek gezdim, ne kadar cok oynayacak sey var.
Burda kalirsam cok eglenecegime eminim...Diyorlar ki, adim hic guzel
degilmis, bende pek alisamadim zaten, yeni bir isim bulacakmis annem
bana. Evet, bu genc kadina anne demeye karar verdim, sicacikti kucagi...
Beni
getiren adam gitti. Adi Serkanmis, ogrendim. Bir de esi var, o da
Burcu. Seninle hep gorusecegiz dediler. Bakalim gelip benimle oyun
oynayacaklar mi yine?
Evde bir de herkesten buyuk biri vardi. O senin babaannen dediler, ne demek acaba? Neyse, elbet ilerki gunlerde anlarim.
Herkes
gidince, annem ve evdeki diger adamla basbasa kaldik. Bu adami pek
gozum tutmadi, annemle fazla ilgileniyor. Biraksa da o sadece benimle
ilgilense...Bu konuyla ilgili birseyler yapacagim mutlaka...
Yeni
evdeki ilk gecem cok guzel gecti. Annemle beraber uyudum. Umarim artik
hep burda kalirim, artik kutuyla seyahat etmek istemiyorum.
Ertesi
gun, annemle adam bana uygun bir isim bulmaya calistilar. Ayrica,
degisik bir kutuya konarak, yine arabaya bindirildim. Ama kutu cok
hosuma gitti, rengarenkti. Tam nereye gidiyoruz diye merak ederken, yine
beyaz onluklu bir adama goturuldum. Kulaklarimin icine bakar bakmaz,
kulak uyuzu olmus dedi. Hergun icleri temizlenip ilac damlatilacakmis..
Esas uyuz olan o, kulagimla oynanmasindan hoslanmadigimi daha kac kere
soylemem gerekecek...Igne de yaptilar, canim acimadi gerci. Hem sonra
oyuncak verdiler, yiyecek de verdiler. Sevdim burayi, gelirim artik hep,
diger onluklu adam gibi degil burdaki...
Eve
dondugumuzde, adam benimle surekli oyunlar oynadi. Onu da sevmeye
basladim galiba. Ama hala kiskaniyorum annemden, unutmadim...
Annem
ve adam uzun uzun dusundukten sonra, bana Chipa diye seslendiler. Bende
donup baktim, ne yalan soyleyeyim, Carlos'tan daha cok begendim bu yeni
ismi. Afrika dilinde hediye demekmis, ben onlar icin guzel bir
hediyeymisim. 'Chipa', evet guzel bir ismim var! Bende tesekkur etmek
icin annemin saclarini kemirdim biraz, ama nedense kizdi. Halbuki sac
yemeyi cok seviyorum :)
Annem
isten her geldiginde, elinde benim icin yeni bir oyuncak oluyor. Adamla
bana yumusacik bir yatak da aldilar, onun icinde kivrilip uyumaya
bayiliyorum. Annem her aksam, kulaklarimin icine birsey sokup
temizliyor, sonra da bir sivi dokuyor. Hic hoslanmiyorum bu rituelden,
bazen isiriyorum onu. Tirmiklamiyorum, cunku beni sevdigini biliyorum,
ama hosuma gitmedigini de gostermem lazim sonucta. Bu kulak
temizlemeleri disinda, gunlerim cok guzel geciyor, adam benimle hep oyun
oynuyor.
Annem
tuvaletimin temizlenme vakti geldiginde ona; haydi babasi Chipa'nin
tuvaletini temizleme zamani diyor. Galiba artik ona baba diyecegim.
Gercek babamla hic tanismadim, nasil bir kediydi acaba? Cok yakisikli
oldugu kesin, uzun boyumu ve gur biyiklarimi ondan almis olmaliyim.
Adama
baba diyecek olmam, paylasmaya razi oldugum anlamina gelmiyor, her
firsatta isiracagim onu, yaklasmasin cok fazla anneme...
Gunlerim
yeni evimde cok guzel geciyor; bir suru oyuncagim, sicacik bir yatagim
ve beni cok seven tatli insanlar var. Babaanne ne demek onu da ogrendim,
meger o buyuk kadin, babamin annesiymis. Benimle bir suru oyun oynuyor
geldiginde, hatta annemler bazen birkac gun eve gelmiyorlar. O zaman
gelip benimle kaliyor, oyunlar oynuyor. Bende onun saclarini
kemiriyorum, ama nedense o da hoslanmiyor bundan. Halbuki en sevdigim
sey, saclarla oynamak...
Gunler
guzel gecerken, birgun annemle evde oturuyorduk. O bilgisayarinda
calisiyordu, bende herzamanki gibi evin icinde kosuyordum. Koltuga
atladim, birden dengemi kaybettim ve yere yuvarlandim. Annem hemen
yanima gelip kucagina aldi beni ve telefonda birseyler konustu. Nedense
cok uzulmustu, hemen kutuya konup yola ciktik, beyaz onluklu adama
gittik. Yine kulaklarima baktilar. Kulagimdaki uyuzlar, beynimi
kemirmis, oyle dedi adam. Birkac gun burda kalsin, biz ona cok iyi
bakacagiz dedi. Annem de benimle uzun uzun vedalasarak gitti. Beyaz
onluklu adam ve yanindakilerle, surekli igne oldugum birkac gun
gecirdim. Burda bir kiz var, benimle oyunlar oynuyor. Ama artik eve
gitmek istiyorum, kafeste uyumaktan bunaldim.
Annemle babam beraber geldi, renkli kutumla evimize dogru yola ciktik. Sanirim kulaklarima hep ilac surecekler.
Bunlarin
disinda, evde mutfak denen bir oda var. Benim oraya girmemden
hoslanmiyorlar. Kapisi olmayan bir oda burasi, neden girmeyecekmisim ki?
Boyle
dusunuyorum diye, gidip ufak bir kapi aldilar. Hergun onlari izleyerek,
bir ayda kapiyi nasil gececegimi ogrendim. Ne saniyorlar ki, kimse beni
ekmek ve kurabiye dolu o odadan uzak tutamaz...Birkac ay, cesitli
denemelerden sonra, beni engellemek icin, kocaman bir kapi getirip
taktilar. Cok mutsuzum, artik mutfaga giremiyorum. Ne olur elmali
kurabiyeleri alip kacsam, ya da dev paketli bir ekmegi banyoya tasiyip
parcalasam? Kime zarari var ki? Tabagimdaki yemegi de yiyorum ama,
bunlar da cok hosuma gidiyor ne yapayim...Yine de arada bir, gizlice
iceri kacip, ekmek ya da kurabiyeleri banyoya kacirmaya devam
ediyorum..Banyo benim gizli yerim, herseyi goturup oraya saklamayi
seviyorum. Oyuncaklarimi bile...
Birgun,
annemin yuzunde ve vucudunda kirmizi noktalar cikmaya basladi. Tipki
eski evimdeki cocukta oldugu gibi. Annem hemen doktora gitti, meger
benim yuzumden mantar olmus. Cildimde mantar olusuyormus, onlar da
anneme bulasiyormus. Bunun uzerine, tabiki bende beyaz onluklu adama
goturuldum. Yine ilaclar, igneler...Cok korktum annem beni baskasina
verecek diye. Ne de olsa, o cocuk kirmizi oldu diye evden yollanmistim.
Ama annem sabirla, kendisine ve bana ilac surdu ve ikimizi de
iyilestirdi. Gercek annem bana sut icirmedigi icin oluyormus hep bunlar,
beyaz onluklu adam oyle soyledi...
Butun
bunlari anlatirken, birseyi atladim. Birgun annemle babam disari
cikmislardi. Balkon kapisinda ise normalde surgu var, ben cikamayayim
diye. Ben o kadar yaramazmisim ki, her yere guvenlik onlemleri eklemek
zorunda kalmislar. Fakat o gun, kesfettim ki, balkon kapisinin surguleri
acik kalmis. Firsattan istifade, disardaki guzel havanin tadini
cikartmak istedim. Bir de ne goreyim, kuslar geciyor yukaridan. Hemen
atlayip birini yakalamaya karar verdim, belki benimle oyun
oynardi...Sonra tek hatirladigim sey, heryer karanlikken babamin adimi
bagirdigi, sonra beni bulup yukari cikardigi. Annemin babama kizarak
birseyler soyledigi, bir yandan da beni kucaginda arabaya
goturusu...Herzaman gittigimiz beyaz onluklu adama gitmedik, baska bir
yere gittik, igne yaptilar yine, bacaklarimi cekistirdiler. Yarin yine
getirin diyip yolladilar. Annem cok uzgundu, bana ne kadar yaramaz
oldugumu soyluyordu, bir yandan da babama kiziyordu. Ertesi gun alisik
oldugum beyaz onluklu adama gittik. Kalcamin zarar gordugunu soyledi.
Biraz iyilesince rontgen ceker, ameliyat yapariz dedi. Bu fikirden pek
hoslanmadim, ama annem tamam dedi. Gunlerce kendimi tuvalet kutuma
kapattim, dusunmem gerekiyordu, neden bu kadar yaramazdim ki...Canim
yaniyordu, annem ise gittigi icin babaannem gelip benimle oluyordu butun
gun. Ama ben karanlik tuvaletime kapanip oturuyordum, cok mutsuzdum, ya
iyilesemezsem, ya sonra beni istemezlerse... Yasamanin anlamsiz
oldugunu dusundum bir ara, altinci kattan dusen kediler de bazen
yasamiyormus.
Annem
isten her geldiginde, beni sevgiyle kucagina aliyordu. Bende o gelene
kadar, kendimi tuvalete kapiyordum. Bir iki haftada iyilestim, biraz
topallasam da, yine kosabiliyorum artik.
Benim yaramazliklarim, annemin sabri ve babamin oyunlariyla iki sene geride kaldi...Serkan Dayimla Burcu Ablam da soz verdikleri gibi ara sira gelip benimle oyunlar oynadilar. Babaannem zaten iki haftada bir mutlaka gelip, oyunlara devam ediyor. Tabiki, yazi yazmayi bilmedigimden maceralarimi anneme yazdiriyorum. Turkce klavyesi yokmus oyle dedi, o yuzden yazilarimiz biraz garip gorunebilir.
Amacim, sizlere annemin yaptigi nefis yemeklerden bahsetmek. O yemek yaparken, mutfakta ayaklarinin dibinde dolanmayi cok seviyorum. Ev sevdigim yemegi sorarsaniz, hersey diyebilirim :) Taze simit favorim...Bundan sonra sizlerle gunluk olarak; annemin yemeklerini, tariflerini ve onlar yemek yerken yaptigim muzurluklari paylasacagim :)
Chipa, yaramaz ama iyi niyetli tatlı kedicik, seni çok seviyoruz. Maceralarını takip etmek için yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz.
YanıtlaSilYazıyı çok büyük bir keyifle okudum bir kedi annesi olarak ve maceralarınızı takip etmeye devam edeceğim
YanıtlaSilCok tesekkur ederiz :) Yaramaz oglumuz nerdeyse 4 yasina yaklasmasina ragmen hic uslanmadi :) Haylazliklarimiz bitmeyecek gibi...
Sil