Pazartesi, Nisan 8

Chipa'nin Gunlugu


2010 yilinin ilik bir sonbahar gunu dogmusum...Aylardan Ekimmis...Annem iyi bir kedi aslinda, ama o kadar cok kardesim dogmus ki, bir de ben hasta olunca, birakip gitmis...Tek basima guzel maceralar da yasamadim degil. Coplerden nasil yemek bulacagimi, insanlarin verdikleri yemekleri digerlerinden nasil kapip kacacagimi, kendimi nasil savunacagimi hep yalniz ogrendim.


Birgun, cok tatli bir adam cikageldi...Meger hep kedisi olsun istermis, aldigi gibi evine goturdu beni. Gerci bu detaylari cok net hatirlayamiyorum, kucucuktum; dilim dondugunce, hatirladigim kadariyla anlatacagim sizlere.


Gittigimiz evde ufak bir cocuk da vardi. Cok mutluydum, hergun oyun oynayacaktim. Ama anlayamadigim, beni surekli, soguk metal masalari olan, beyaz onluklu bir adama goturuyorlardi. Kulaklarima birseyler suruyorlardi, en hoslanmadigim sey kulaklarimin ellenmesi...Resmen iskence...Halbuki tek istedigim oyun oynamakti, nerden cikti simdi bu beyaz onluklu adam...Cocuga da yaklasamiyordum, konusurlarken duydum, benim yuzumden kirmizi noktalar cikmis heryerinde. Ben ne yaptim ki, hic tirmalamadim oysa...


Bir zaman sonra, adam beni kutuya koydu, gezmeye gidiyoruz Carlos dedi. Ters birseyler vardi sanki ama, yok canim, oyun oynamaya gidiyoruz galiba dedim. Evet tahmin ettigim gibi, sokakta biraz oyun oynadiktan sonra eve geri donduk. Yine konusulurken duydum, beni aslinda sokaga birakacaklarmis, ama yapamamislar. Adam dusunceli...


Birkac gun sonra, yine kutuya kondum. Adam beni isyerine goturdu. Orda baska bir adama verdi. Bende biraz uyuduktan sonra, oyun oynamak icin kactim. Kocaman is makinalari vardi, altlarina saklandim, onlar da beni yakalamaya calistilar, cok eglendim :) Yorulunca uyuyakalmisim, gozumu actigimda yine kutudaydim, arabayla baska bir yere gidiyordum. Gunlerdir gezmekten cok yorulmustum. Artik evde kalip, sicacik battaniyenin uzerinde uyumak istiyordum.


Yeni adam, beni bir eve goturdu. Kapida bizi genc bir kadin karsiladi. Gorebildigim kadariyla ev cok kalabalikti, sanki parti vardi. Kadin beni kucaklayip hemen banyoya goturdu. Kadin ve beni getiren adam, ilik suya soktular vucudumu. Ne oldugumu anlayamadan yikanmis, sicak bir havluya sarilmis ve nereden geldigini anlayamadigim sicak bir havayla kurutuluyordum. Sonra baska bir havluyla genc kadinin kucaginda mutlu mutlu biraz uyukladim. Onu cok sevdim, annem gibi kokuyordu...





Bu kalabalik evdeki herkes benimle cok ilgilendi. Hemen bir suru oyuncak yaptilar, oyunlar oynadilar. Bende onlari cok sevdim. Kocaman bir ev burasi. Butun odalari tek tek gezdim, ne kadar cok oynayacak sey var. Burda kalirsam cok eglenecegime eminim...Diyorlar ki, adim hic guzel degilmis, bende pek alisamadim zaten, yeni bir isim bulacakmis annem bana. Evet, bu genc kadina anne demeye karar verdim, sicacikti kucagi...


Beni getiren adam gitti. Adi Serkanmis, ogrendim. Bir de esi var, o da Burcu. Seninle hep gorusecegiz dediler. Bakalim gelip benimle oyun oynayacaklar mi yine?


Evde bir de herkesten buyuk biri vardi. O senin babaannen dediler, ne demek acaba? Neyse, elbet ilerki gunlerde anlarim.


Herkes gidince, annem ve evdeki diger adamla basbasa kaldik. Bu adami pek gozum tutmadi, annemle fazla ilgileniyor. Biraksa da o sadece benimle ilgilense...Bu konuyla ilgili birseyler yapacagim mutlaka...


Yeni evdeki ilk gecem cok guzel gecti. Annemle beraber uyudum. Umarim artik hep burda kalirim, artik kutuyla seyahat etmek istemiyorum.


Ertesi gun, annemle adam bana uygun bir isim bulmaya calistilar. Ayrica, degisik bir kutuya konarak, yine arabaya bindirildim. Ama kutu cok hosuma gitti, rengarenkti. Tam nereye gidiyoruz diye merak ederken, yine beyaz onluklu bir adama goturuldum. Kulaklarimin icine bakar bakmaz, kulak uyuzu olmus dedi. Hergun icleri temizlenip ilac damlatilacakmis.. Esas uyuz olan o, kulagimla oynanmasindan hoslanmadigimi daha kac kere soylemem gerekecek...Igne de yaptilar, canim acimadi gerci. Hem sonra oyuncak verdiler, yiyecek de verdiler. Sevdim burayi, gelirim artik hep, diger onluklu adam gibi degil burdaki...


Eve dondugumuzde, adam benimle surekli oyunlar oynadi. Onu da sevmeye basladim galiba. Ama hala kiskaniyorum annemden, unutmadim...


Annem ve adam uzun uzun dusundukten sonra, bana Chipa diye seslendiler. Bende donup baktim, ne yalan soyleyeyim, Carlos'tan daha cok begendim bu yeni ismi. Afrika dilinde hediye demekmis, ben onlar icin guzel bir hediyeymisim. 'Chipa', evet guzel bir ismim var! Bende tesekkur etmek icin annemin saclarini kemirdim biraz, ama nedense kizdi. Halbuki sac yemeyi cok seviyorum :)



Annem isten her geldiginde, elinde benim icin yeni bir oyuncak oluyor. Adamla bana yumusacik bir yatak da aldilar, onun icinde kivrilip uyumaya bayiliyorum. Annem her aksam, kulaklarimin icine birsey sokup temizliyor, sonra da bir sivi dokuyor. Hic hoslanmiyorum bu rituelden, bazen isiriyorum onu. Tirmiklamiyorum, cunku beni sevdigini biliyorum, ama hosuma gitmedigini de gostermem lazim sonucta. Bu kulak temizlemeleri disinda, gunlerim cok guzel geciyor, adam benimle hep oyun oynuyor.


Annem tuvaletimin temizlenme vakti geldiginde ona; haydi babasi Chipa'nin tuvaletini temizleme zamani diyor. Galiba artik ona baba diyecegim. Gercek babamla hic tanismadim, nasil bir kediydi acaba? Cok yakisikli oldugu kesin, uzun boyumu ve gur biyiklarimi ondan almis olmaliyim.
Adama baba diyecek olmam, paylasmaya razi oldugum anlamina gelmiyor, her firsatta isiracagim onu, yaklasmasin cok fazla anneme...


Gunlerim yeni evimde cok guzel geciyor; bir suru oyuncagim, sicacik bir yatagim ve beni cok seven tatli insanlar var. Babaanne ne demek onu da ogrendim, meger o buyuk kadin, babamin annesiymis. Benimle bir suru oyun oynuyor geldiginde, hatta annemler bazen birkac gun eve gelmiyorlar. O zaman gelip benimle kaliyor, oyunlar oynuyor. Bende onun saclarini kemiriyorum, ama nedense o da hoslanmiyor bundan. Halbuki en sevdigim sey, saclarla oynamak...


Gunler guzel gecerken, birgun annemle evde oturuyorduk. O bilgisayarinda calisiyordu, bende herzamanki gibi evin icinde kosuyordum. Koltuga atladim, birden dengemi kaybettim ve yere yuvarlandim. Annem hemen yanima gelip kucagina aldi beni ve telefonda birseyler konustu. Nedense cok uzulmustu, hemen kutuya konup yola ciktik, beyaz onluklu adama gittik. Yine kulaklarima baktilar. Kulagimdaki uyuzlar, beynimi kemirmis, oyle dedi adam. Birkac gun burda kalsin, biz ona cok iyi bakacagiz dedi. Annem de benimle uzun uzun vedalasarak gitti. Beyaz onluklu adam ve yanindakilerle, surekli igne oldugum birkac gun gecirdim. Burda bir kiz var, benimle oyunlar oynuyor. Ama artik eve gitmek istiyorum, kafeste uyumaktan bunaldim.


Annemle babam beraber geldi, renkli kutumla evimize dogru yola ciktik. Sanirim kulaklarima hep ilac surecekler.


Bunlarin disinda, evde mutfak denen bir oda var. Benim oraya girmemden hoslanmiyorlar. Kapisi olmayan bir oda burasi, neden girmeyecekmisim ki?


Boyle dusunuyorum diye, gidip ufak bir kapi aldilar. Hergun onlari izleyerek, bir ayda kapiyi nasil gececegimi ogrendim. Ne saniyorlar ki, kimse beni ekmek ve kurabiye dolu o odadan uzak tutamaz...Birkac ay, cesitli denemelerden sonra, beni engellemek icin, kocaman bir kapi getirip taktilar. Cok mutsuzum, artik mutfaga giremiyorum. Ne olur elmali kurabiyeleri alip kacsam, ya da dev paketli bir ekmegi banyoya tasiyip parcalasam? Kime zarari var ki? Tabagimdaki yemegi de yiyorum ama, bunlar da cok hosuma gidiyor ne yapayim...Yine de arada bir, gizlice iceri kacip, ekmek ya da kurabiyeleri banyoya kacirmaya devam ediyorum..Banyo benim gizli yerim, herseyi goturup oraya saklamayi seviyorum. Oyuncaklarimi bile...


Birgun, annemin yuzunde ve vucudunda kirmizi noktalar cikmaya basladi. Tipki eski evimdeki cocukta oldugu gibi. Annem hemen doktora gitti, meger benim yuzumden mantar olmus. Cildimde mantar olusuyormus, onlar da anneme bulasiyormus. Bunun uzerine, tabiki bende beyaz onluklu adama goturuldum. Yine ilaclar, igneler...Cok korktum annem beni baskasina verecek diye. Ne de olsa, o cocuk kirmizi oldu diye evden yollanmistim. Ama annem sabirla, kendisine ve bana ilac surdu ve ikimizi de iyilestirdi. Gercek annem bana sut icirmedigi icin oluyormus hep bunlar, beyaz onluklu adam oyle soyledi...


Butun bunlari anlatirken, birseyi atladim. Birgun annemle babam disari cikmislardi. Balkon kapisinda ise normalde surgu var, ben cikamayayim diye. Ben o kadar yaramazmisim ki, her yere guvenlik onlemleri eklemek zorunda kalmislar. Fakat o gun, kesfettim ki, balkon kapisinin surguleri acik kalmis. Firsattan istifade, disardaki guzel havanin tadini cikartmak istedim. Bir de ne goreyim, kuslar geciyor yukaridan. Hemen atlayip birini yakalamaya karar verdim, belki benimle oyun oynardi...Sonra tek hatirladigim sey, heryer karanlikken babamin adimi bagirdigi, sonra beni bulup yukari cikardigi. Annemin babama kizarak birseyler soyledigi, bir yandan da beni kucaginda arabaya goturusu...Herzaman gittigimiz beyaz onluklu adama gitmedik, baska bir yere gittik, igne yaptilar yine, bacaklarimi cekistirdiler. Yarin yine getirin diyip yolladilar. Annem cok uzgundu, bana ne kadar yaramaz oldugumu soyluyordu, bir yandan da babama kiziyordu. Ertesi gun alisik oldugum beyaz onluklu adama gittik. Kalcamin zarar gordugunu soyledi. Biraz iyilesince rontgen ceker, ameliyat yapariz dedi. Bu fikirden pek hoslanmadim, ama annem tamam dedi. Gunlerce kendimi tuvalet kutuma kapattim, dusunmem gerekiyordu, neden bu kadar yaramazdim ki...Canim yaniyordu, annem ise gittigi icin babaannem gelip benimle oluyordu butun gun. Ama ben karanlik tuvaletime kapanip oturuyordum, cok mutsuzdum, ya iyilesemezsem, ya sonra beni istemezlerse... Yasamanin anlamsiz oldugunu dusundum bir ara, altinci kattan dusen kediler de bazen yasamiyormus.


Annem isten her geldiginde, beni sevgiyle kucagina aliyordu. Bende o gelene kadar, kendimi tuvalete kapiyordum. Bir iki haftada iyilestim, biraz topallasam da, yine kosabiliyorum artik.




Benim yaramazliklarim, annemin sabri ve babamin oyunlariyla iki sene geride kaldi...Serkan Dayimla Burcu Ablam da soz verdikleri gibi ara sira gelip benimle oyunlar oynadilar. Babaannem zaten iki haftada bir mutlaka gelip, oyunlara devam ediyor. Tabiki, yazi yazmayi bilmedigimden maceralarimi anneme yazdiriyorum. Turkce klavyesi yokmus oyle dedi, o yuzden yazilarimiz biraz garip gorunebilir.


Amacim, sizlere annemin yaptigi nefis yemeklerden bahsetmek. O yemek yaparken, mutfakta ayaklarinin dibinde dolanmayi cok seviyorum. Ev sevdigim yemegi sorarsaniz, hersey diyebilirim :) Taze simit favorim...Bundan sonra sizlerle gunluk olarak; annemin yemeklerini, tariflerini ve onlar yemek yerken yaptigim muzurluklari paylasacagim :)

3 yorum:

  1. Chipa, yaramaz ama iyi niyetli tatlı kedicik, seni çok seviyoruz. Maceralarını takip etmek için yeni yazılarını sabırsızlıkla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Yazıyı çok büyük bir keyifle okudum bir kedi annesi olarak ve maceralarınızı takip etmeye devam edeceğim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cok tesekkur ederiz :) Yaramaz oglumuz nerdeyse 4 yasina yaklasmasina ragmen hic uslanmadi :) Haylazliklarimiz bitmeyecek gibi...

      Sil