Notting Hill filmini, benim gibi yuzunuzde sapsal bir gulumsemeyle izlediyseniz, Londra'ya geldiginizde, Notting Hill’deki Portobello Road'da kurulan meshur Portobello Pazari’ni gormeden burdan ayrilmamalisiniz. Bu pazar sadece Cumartesi gunleri kuruluyor. Bugun bizim de son gunumuz. Seyahatimiz bittigi icin biraz mutsuz olsak da, bu muthis yerin keyfini cikartacagimiz kesin...
Notting
Hill Gate Station’da inip karsiya gecip cadde uzerindeki Boots'un hemen
sagindaki sokaktan sapip dumduz gideceksiniz. Sagli sollu dukkanlarin
siralandigi sokak boyunca yurudugunuzde karsiniza iki yol cikacak, soldakinden
girdiginizde pazarin basina cikarsiniz. Hicbirsey bilmiyor olsaniz da,
kalabaligi takip etmeniz yeterli :) Gerci metronun cikisinda bir suru
isaretleme de yapmislar.
Bir
Çinli olarak, pazarin kuruldugu meshur yolun tabelasini elbette fotografladim
:) Erkenden gelmemize ragmen, kalabalik baslamisti bile...
Filmde,
Hugh Grant'in calistigi Travel Book Shop kapanarak baska bir yere tasinmis.
Eski kitapcinin yerinde apayri bir dukkan vardi, fakat yeni dukkan hemen
turistlerin ugrak yeri olmus. Meshur mavi kapili evi bulamadiysak da, kendime
bir mavi kapi bularak hemen fotograf cektirdim :)
Turistik
bir mekan oldugu icin, oglene dogru biz ayrilirken iyice dolmaya baslamisti. O
yuzden mutlaka erken gidin derim, zira erkenden bile yolda yurumek cok zordu...
Yururken
aklima, 15 Haziran'in Kralice'nin dogumgunu oldugu geldi. Hemen internetten
bakarak kutlamalarin nerde yapilacagini ogrendik. Kocis 41 pare top atisini cok
gormek istediginden, romantik Nothing Hill'i birakarak, kosar adim Green Park'a
gittik. Tam zamaninda yetistik ve Kralice'nin onuruna gecen ucaklari, top
atislarini, atli suvarileri izledik. Kralice'nin yasadigi Buckingham Palace'dan ayrilan kraliyet
ailesi mensuplarini seyrettik.
Londra'ya geldiginizde, yazin hergun, kisin ise
havanin izin verdiği belirli gunlerde saat sabah 11.30’da askerlerin nobet
degisim torenini izleyebilirsiniz. Gecen geldigimizde kisti ve donarak bu
toreni beklemistik, fakat izlerken cok keyif almistik.
Toren bittiginde, yagmur basladi...Biz de Green Park'in icinden yuruyerek
Admiralty Arch'i gectik ve Trafalgar Square'den kendimizi metroya zor attik.
Geldigimizden beri boyle yagmur yagmamisti. Gidip Westfield'e oyalanmaya karar
verdik. Son kez Tortilla'ya gidip, muhtesem burritolarindan yedik ve otelden valizlerimizi alarak havaalanina dogru yola
ciktik...
Her guzel sey gibi, bu guzel gezimiz de burda bitti..Biraz yorucu,
ama cok eglenceliydi. Daha yazilacak, anlatilacak cok sey var aslinda. Onceki
gezilerimizde gordugumuz yerlerin hic birini bu yazimda sizlerle paylasmadim. Belki
sizde gider, Londra'nin suyundan icer, ve sonra hep oraya geri donmek
istersiniz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder